http://www.milliyet.com.tr/gida-katki-maddeleri-ne-kadar-masum–pembenar-yazardetay-diyet-2228244/
Gıda katkı maddeleri, itiraf etmeliyim ki ben dâhil hepimizin korkulu rüyası. Teknoloji hayatımıza birçok kolaylık getirdi ama birçok doğallığı da götürdü. Artık daha çok üretiyoruz ve daha çok tüketiyoruz. Üretilen bu ürünlerin bozulmaması ve uzun süreler dayanması, rakip ürünler arasında daha lezzetli olması, görünümünün daha ilgi çekici olması gibi bir sürü neden, katkı maddeli ürünleri ortaya çıkardı. Gıda katkı maddeleri istemesek de her zaman her yerde karşımıza çıkıyor ve yaşadığımız toplum koşulları bunu zorunlu kılıyor.
Yukarıda saydığım nedenlerle tüketime sunulmadan önce bilinçli ve amaçlı olarak ilave edilen maddelere gıda katkı maddeleri denmektedir.
Gıda katkı maddeleri ilk olarak M.Ö. 3000 yıllarında et ürünlerinde tuz kullanılarak ortaya çıkmış ve ortaçağlarda da etlere koruyucu amaçla tuz eklenmiş ve etin rengini değiştirmek amacıyla nitritin eklenmiştir. Günümüzde ise artık raflarda gördüğünüz tüm ürünlerin vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Markete girin, raflara göz gezdirin katkı maddesi olmayan ürün göremeyeceksiniz.
8 binin üzerinde gıda katkı maddesi bulunmaktadır. Bunlardan sadece 350-400 tanesi “E” numarasına sahiptir.Gıda katkı maddelerinin üzerinde Avrupa Birliği’ni temsil eden “E” (Europe) harfi yer almaktadır. Güvenilir gıda katkı maddeleri listesinde yer alan tüm katkılar “E” kodunu taşır ve toksikolojik açıdan güvenilir katkı maddeleridir.
En çok dikkati çeken Monosodyum Glutamat olarak bilinen aynı zamanda çin tuzu da denilen katkı maddesidir. E621 olarak veya MSG olarak paketlerin üzerinde belirtilmektedir. Özellikle çorbalarda ve abur cubur tarzı ürünlerde kullanılan bu katkı maddesi lezzet artırıcıdır. Monosodyum glutamat maddesine çok dikkat etmek gerekir çünkü bir besini daha lezzetli bulmanızı sağlar ve bu sebeple daha fazla tüketirsiniz. Sürekli tüketme isteği kişiyi bu besinlere bağımlı hale getirebilir. Bu tür ürünleri sürekli tüketim ile monosodyumu glutamatı normalden fazla almış olursunuz ve vücudunuzda toksik etkisi ortaya çıkabilir. Fazla alınması durumunda yapılan birkaç bilimsel çalışma da astımı ve alerjiyi tetikleyebileceği bulunmuştur. Ayrıca göz retinasına zarar verebileceği bildirilmiştir.
En doğru yaklaşım, besinlerin doğal yapısının bozulduğu, hazır yemek ve fast food tüketim artışı gibi birçok sağlıksız koşulların arttığı şu dünyada kendimizin müdahale edebileceği pakete girmiş hazır ürün tüketimini azaltmaktır. Ayrıca hazır ürün tüketimi kilo alımını da tetiklemekte ve beraberinde birçok hastalık getirmektedir. Son zamanlarda obezite artışına bağlı olarak diyabet yani şeker hastalığı da hızlı bir şekilde artış göstermesi buna örnek gösterilebilir.
Benim sloganım, işlem görmüş, pakete girmiş hazır gıda ürünleri tüketme, ailene ve en değerli varlığın çocuğuna tükettirme.
Siz de fikrinizi belirtin