Vitamin takviyeleri sizi gerçekten daha sağlıklı hale getirebilir mi? Bazıları faydalı olabilir; ancak, vitamin ve minerallerin başarısının anahtarı dengeli beslenmektir.
Kulağa harika gelen pek çok seçenek var ama aynı zamanda pek çok soru da var. Hangileri gerçekten işe yarıyor?
Tam olarak ne kadar etkililer? O kadar para vermeye değer mi?
Bunlar; daha sağlıklı yaşamak, kalp hastalıkları ve felç riskini azaltmak isteyenler için iyi sorulardır. Ancak A vitamininden çinkoya kadar her şeyi satın almaya başlamadan önce, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri aldığınızdan emin olmanın tek bir yolu olduğunu unutmayın: sağlıklı beslenin!
Besin takviyeleri faydalı olabilir, ancak vitamin- mineral başarısının anahtarı, gerçekten de dengeli beslenmektir.
Takviye almadan önce, kişisel beslenme programınızı gözden geçirmeli ve bir uzmandan yardım almalısınız.
Önce Besinler!
Beslenme uzmanları, öncelikle yiyecekleri tavsiye ediyor. Çünkü, yiyecekler çeşitli vitamin ve mineraller içeriyor.
Ayrıca, vitamin ve mineral takviyelerinde bulunmayan besin faktörleri de sağlıyor. Örneğin; besinler, tipik olarak takviyelerde bulunmayan pek çok biyoaktif bileşik ve lif sağlıyor.
Ve bazı takviyeler, vitaminlerin tam olarak emilmesine izin vermez. Yiyecek olmadan, aç karna alınırsa, yağda çözünen vitaminlerin bazıları, takviyelerin yağ sağlayan bir besin ile tüketilmesi durumunda olduğu gibi emilmeyecektir.
Takviyeler Yardımcı Olabilir!
Beslenme, vitamin ve mineralleri en iyi şekilde almanın kilit noktası olsa da, takviyeler de yardımcı olabilir. Örneğin; sağlıklı yiyecekler yemek için elinizden gelenin en iyisini yapıyorsanız ancak yine de bazı alanlarda yetersiz kalıyorsanız, takviyeler almak yardımcı olabilir.
Önemli olan, sağlıklı beslenme seçenekleri ve besin değeri yüksek besinlere ek olarak alınmalarını sağlamaktır.
Takviyeler tamamlayıcıdır, yedek değil. Ayrıca, besin takviyelerini yalnızca doktorunuz önerdiyse kullanın.
Bir gıda takviyesi, genellikle tüm vitamin ve mineraller için önerilen günlük dozun %100’ünü sağlayacaktır. Bu nedenle, birçok uzman; besin ihtiyaçları, sağlıklı gıda temelli bir beslenme program ile karşılamadığında takviyenin uygun olduğu konusunda hemfikir olacaktır.
Sizin İçin En İyisini Yapın!
Yukarıda da belirtildiği gibi, bir besin takviyesi almadan önce, kişisel beslenme planınız hakkında doktorunuzla konuşun. Ayrıca, uzmanlar tarafından önerilen şu “yapılması ve yapılmaması gerekenler”i de göz önünde bulundurun:
Bunları Yapın:
Sağlıklı bir beslenme programı uygulayın
Fazla kalori, doymuş yağ, trans yağ, sodyum ve kolesterolü sınırlayan dengeli ve besleyici bir beslenme programının yerini hiçbir şey tutamaz. Bu yaklaşımın, sağlıklı kişilerde ve kalp hastalığı olanlarda koroner kalp hastalığı riskini azalttığı görülmüştür.
Kalp hastalığı olan kişiler, EPA + DHA adı verilen yaklaşık 1 gram omega-3 yağ asidi tüketmelidir.
Bu oran, ideal olarak balıktan gelmelidir. Bunu tek başına besinler yoluyla elde etmek zor olabilir. Bu nedenle, bir takviye almanız gerekebilir. Bunun için, her zaman olduğu gibi önce bir doktora danışın. Yüksek trigliseridiniz varsa, günde 2-4 gram EPA + DHA almaya çalışın.
Bunları Yapmayın:
A, C ve E gibi antioksidan vitamin takviyeleri almayın
Bilimsel kanıtlar, bunların kan basıncını düşürme, kan kolesterolünü düşürme veya sigarayı bırakma ihtiyacını ortadan kaldırabileceğini göstermez.
Sadece takviyelere güvenmeyin
Sağlıklı insanların, önerilen günlük miktarın üzerinde belirli vitamin veya mineral takviyeleri alarak fayda sağladığını önermek için yeterli veri yoktur. Bazı gözlemsel çalışmalar, bunları kullanmanın kardiyovasküler hastalık oranlarını ve / veya risk faktörü seviyelerini düşürebileceğini ileri sürmektedir. Ancak bu çalışmalarda, gıda takviyelerinin bu iyileşmeleri sağlayıp sağlamadığı belirsizdir.
Önerilen Doz Aşımına Dikkat!
Sağlıklı insanların, takviye almak yerine, çeşitli yiyecekleri ölçülü bir şekilde yiyerek yeterli besin almaları önerilir.
Omega-3 yağ asidi takviyeleri için bir istisna söz konusu olabilir.
Besinler yoluyla önerilen alım miktarları vardır. Uzun süre büyük miktarlarda alınırsa, hemen her besin potansiyel olarak vücut için toksik olabilir. Besin takviyeleri ve reçeteli ilaçlar arasında, aynı anda alınan birkaç takviye arasında etkileşim meydana gelebilir. Çok fazla demir almak, kronik hastalık riskini arttırabilir. Çok fazla A vitamini de doğum kusurlarına neden olabilir.
Sağlıklı insanların, günlük önerilen dozu aşan belirli vitamin- mineral takviyeleri alarak fayda sağladığını gösteren yeterli veri yoktur. Bazı çalışmalar; daha düşük risk faktörü düzeylerinin, vitamin ve mineral takviyeleri kullanan kişilerde sonuçlandığını öne sürse de, bunun gıda takviyelerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı net değildir.
Örneğin, takviye kullanıcıları daha az kilolu ve fiziksel olarak daha aktif olabilir.
Ayrıca, vitamin veya mineral takviyeleri; fazla kaloriyi, doymuş yağı, trans yağı, sodyum ve diyet kolesterolünü sınırlayan dengeli ve besleyici bir diyetin yerini tutmaz. Bu diyet yaklaşımının hem sağlıklı kişilerde hem de koroner hastalığı olanlarda koroner kalp hastalığı riskini azalttığı gösterilmiştir.
Peki, Ya Antioksidan Vitaminler?
Birçok insan; A, C ve E vitamini gibi antioksidan vitaminlerle ilgilenir. Bunun nedeni; bu vitaminleri büyük miktarlarda tüketen sağlıklı yetişkinler ile, almayanları karşılaştıran gözlemsel araştırmalardan elde edilen verilerdir.
Bununla birlikte, bu gözlemler önyargılıdır ve bir neden-sonuç ilişkisini kanıtlamaz. Bilimsel kanıtlar; antioksidan vitamin tüketmenin kan basıncını düşürme, kan kolesterolünü düşürme veya sigarayı bırakma ihtiyacını ortadan kaldırabileceğini göstermiyor.
Artan antioksidan vitamin alımının, genel bir fayda sağlayıp sağlamadığını bulmak için araştırmalar devam etmektedir. Bununla birlikte, son yıllarda yapılan büyük bir çalışma; E vitamininin, kalp hastalığı üzerinde herhangi bir faydasını göstermede başarısız oldu. Antioksidan takviyeleri tavsiye edilmemekle birlikte; meyve-sebze, tam tahıllar ve bitkisel yağlar gibi bitkisel gıda kaynakları tavsiye edilmektedir.
Omega-3 Takviyeleri Hakkında
Balık tüketimi, kalp hastalığı riskinde azalma ile ilişkilendirilmektedir. Mevcut verilere dayanarak, Amerikan Kap Vakfı; belgelenmiş kalp hastalığı olmayan hastaların haftada en az iki kez çeşitli balıkları (tercihen omega-3 oranı yüksek olanları) yemelerini önermektedir. Bu tür balıklara örnek olarak; somon, alabalık ve ringa balığı verilebilir.
Kalp hastalığı belgelenmiş olan hastalar; EPA + DHA takviyesi almayı düşünebilir. Ancak, önce bir doktora danışmakla birlikte, tercihen balıktan yaklaşık 1 gram EPA + DHA almaları önerilir. Yüksek trigliserit seviyeleri olan kişiler için; doktor gözetiminde günde 2-4 gram EPA + DHA önerilmektedir.
Siz de fikrinizi belirtin